70punto/ Çeviri – Telefon, yeni çağda artık bizim için bir uzuv olmuş durumda. Eskiden sadece arama yapıp, mesaj atabildiğimiz telefonlarda şimdi neredeyse bütün günümüzü geçiriyoruz. Fakat yapılan bir araştırma korkulan gerçeği ortaya koydu. Araştırmacılar, ekran başında kalmanın neden olduğu göz hasarının vücudun diğer organlarına da zarar verebileceği ve hatta ömrün kısalmasına neden olabileceği konusunda uyarıyor.
Uzmanlar, çok fazla ışığa maruz kalmanın birçok iç vücut sürecinin saatini bozabileceği ve uzun süreli zarara neden olabileceği konusunda uyarıyor. Meyve sinekleri üzerinde yapılan bir araştırma, sınırlı ışığa maruz kalanların diğerlerinden daha uzun yaşadığını buldu.
Buck Enstitüsü’ndeki araştırmacılar, gözlere ışığa maruz kalmanın ritmi bozabileceğini ve sonuç olarak kronik hastalığa neden olabileceğini açıkladı. Dijital dünyanın doğal bir parçası olarak ekran başında geçirilen süre artıyor. Araştırmacılar her gün çok fazla ışığa maruz kalmanın uzun vadede feci sonuçlara yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Enstitüde profesör ve beslenme uzmanı olan Dr Pankaj Kapahi yaptığı açıklamada, “Bilgisayar ve telefon ekranlarına bakmak ve gece geç saatlere kadar ışık kirliliğine maruz kalmak göz için korumayı bozuyor. Bu görmenin ötesinde sonuçlar doğurabilir, vücudun geri kalanına ve beyne zarar verebilir.” dedi.
Araştırma ekibi, önceki araştırmaların genel sağlık ve göz bozuklukları arasında bir ilişki olduğunu kaydetti. Buck Enstitüsü’ndeki araştırmacılar, göz sağlığının vücuttaki hemen hemen her hücreyi etkilemesine rağmen, bazı eğilimlerin ters yönde ilerleyebileceğini buldu. Bununla birlikte, yaşam stresleri, cihaz kullanımı ve diğer faktörler insanların eskisinden daha az uyumasına neden olduğu için genellikle insanların ritimleri bozuluyor. Özellikle ışık bu döngüleri bu ritmin bozulmasına neden oluyor.
SİNEKLER ÜZERİNDE ARAŞTIRMA
Kapahi ve Hodge, yiyecek, ışık ve diğer faktörlere maruz kalmanın yaşamlarını ve vücut süreçlerini nasıl etkileyeceğini görmek için meyve sinekleri üzerinde yapılan araştırmalara katıldıklarında bunu keşfettiler. Brian Hodge, “Meyve sineğinin çok kısa bir ömrü var, bu da onu aynı anda birçok şeyi taramamıza olanak tanıyan gerçekten güzel bir model yapıyor” dedi.
Araştırmada, bir grup sinek iki gruba ayrıldı. Birine sınırsız bir diyete izin verilirken, diğerinin karşı grup olarak günlük proteinin sadece yüzde onunu tüketmesine izin verildi. Bu, hormonların bazılarının döngüsel doğasını, nasıl çalıştıklarını ve gün boyunca aktivitelerinin nasıl değiştiğinin keşfine yol açtı.
Ekip, diyet kısıtlaması olan sineklerde en çok aktive olan genlerin, ışığa tepki veren gözdeki fotoreseptörlerle* ilgili olduğunu buldu. Araştırmalar, karanlıkta tutulan sineklerin daha uzun yaşadığını keşfetti.
*Fotoreseptör hücre: Fotoreseptör hücre retinada bulunan ve ışığı elektrik sinyallerine dönüştürebilen özelleşmiş bir nöron tipidir. Fotoreseptör hücrelerin biyolojik olarak önemi ışığı yani görülebilir elektromanyetik radyasyonu çevirdikleri sinyallerle biyolojik süreçleri harekete geçirebilmeleridir.
Kaynak: Daily Mail