30 yaşında Tayland’a gitti hayatını değiştirdi! ’İşimi yapıyorum’

70 Punto Kültür Sanat

Yeni bir hayata başlamak her zaman kolay değil. Alışkanlıkları bırakmak her zaman zorluyor. Fakat kimi insanlar risk almaktan korkmuyor. Onlardan biri de Eda. Eda 30 yaşında genç bir kadın. Seyahat ettiği Tayland’dan çok etkileniyor ve oraya taşınmaya karar veriyor. Eda ile hayata yeniden başlama macerasını ve Türkiye’de icra edemediği mesleğini Tayland’da yapabilme şansını konuştuk.

Tayland macerası nasıl başladı? Genellikle Avrupa tercih edilirken neden Tayland?

-Aslında ben de herkes gibi ilk olarak Avrupa’yı düşünmüştüm ama sonradan kariyerim açısından daha mantıklı olanı yapmam gerekiyor dedim ve rotayı Asya’ya çevirdim. Birtakım araştırmalar yaptım işimle alakalı ve nerede daha çabuk başarı elde edebileceksem oraya gitmeyi seçtim açıkçası çünkü şu an 30 yaşımdayım ve başarıya hala açım. Yaptığım şeylerin birileri tarafından fark edilmesini ve yaptıklarımın birilerine ilham olmasını istiyorum bu yüzden Tayland’ı tercih ettim ve iyi ki de etmişim diyorum.

Taşınmak bile kolay değilken ülke değiştirmek gerçekten zor. Olumlu ve olumsuz yönlerinden nasıl bahsedersin?

– Aslında birçok açıdan zor ülke değiştirmek, özellikle sevdiklerini arkanda bırakmak gerçekten insanı üzüyor ama yaptığım şeylerle onlar için daha faydalı olabileceğimi düşündükçe bir nebze de olsa rahatlayabiliyorum. Bütün bunların dışında yeni tecrübeler edinmek, yeni kültürler tecrübe etmek ve oraya uyum sağlamaya çalışmak gerçekten harika. Korkulacak bir şey değil bu konuda sizi temin edebilirim ve eğer siz de benim gibi Tayland’ı tercih edecekseniz hiç endişeniz olmasın çünkü Tayland halkı dünyanın en nazik halkı olabilir.

Bildiğim kadarıyla BESYO mezunusun ve şu an Tayland’da hem İngilizce öğretmenliği hem de Basketbol liginde yöneticilik yapıyorsun. Biraz işinden bahsedebilir misin?

– Evet eğitimimi Spor Yöneticiliği üzerine tamamladım ve gerçekten spora aşığım diyebilirim ama koşullardan dolayı bir türlü kendi işimi yapamamıştım. Zaten Tayland’ı tercih etme nedenlerimin başında da mesleğim geliyor. İşimş yapıyorum. Şu an arkadaşımla birlikte burada bir Gelişim Ligi’ni yönetiyoruz ve aynı zamanda öğretmenlik yapıyorum. Hafta içi okul sonrası ve hafta sonları tamamen basketbol ligiyle ilgileniyorum. Hafta içi de bir devlet okulunda öğretmenlik yapıyorum ve kültüre daha çok uyum sağlıyorum, benim için bambaşka bir deneyim ama çok da güzel. Aslında part time öğretmen, full time spor yöneticisi diyebiliriz. Günler çok yoğun geçiyor, bazen çok zorluyor ama inanın o ruhsal doyum hepsine yetiyor.

Warriors Tayland Basketbol Ligi’ne NBA G-League oyuncularının geldiğini söyledin, Türkiye’den ilgi var mı yoksa bu lig daha çok Asya’ya mı hitap ediyor?

– Öncelikle ligden bahsetmek istiyorum çünkü gerçekten çılgınca! Ben ilk araştırmaya başladığımda Tayland basketbolunu, çok bir beklentim yoktu çünkü biz ülke olarak Asya ülkelerinden çok öndeyiz basketbol konusunda ve ulusal turnuvalarda da Asya hakemlerinin yaşadıklarına şahit oluyoruz. (Biraz da bu yüzden tercih ettim Tayland’ı çünkü bilgimi verebileceğim çok fazla insan var.) Sonra Warriors Basketbol Ligi’nin kurucusuyla tanıştım, onunla hedefleri hakkında sohbet ettim, ben de ona hedeflerimden bahsettim ve bana ligi tanıttı. Sonrasında birlikte bu ligi daha ileriye taşımaya karar verdik. İnanılmaz derece şaşırdım çünkü çok fazla Amerikalı ve Avrupalı oyuncu var ligde ve hepsi de gerçekten iyi oyuncular. Bu sene daha da çılgınca çünkü NBA G-League’den oyuncu getiren takımlar var ligde. İnsanlar buraya gelip bu ligde oynamak için bizimle iletişim kuruyorlar ve gerçekten ilgi inanılmaz derecede. Aslında Tayland’ın FIBA onaylı profesyonel bir basketbol ligi de var ama üzgünüm biz onlardan daha popüleriz. Çünkü profesyonel ligde kurallar gereği her takım sadece 2 yabancı oyuncu bulundurabiliyor ve Tayland basketbolu çok iyi bir yerde olmadığı için seyir zevki de Warriors Basketbol Ligi’nin altında kalıyor çünkü bizde böyle bir kural yok. Bizim amacımız yabancı oyuncuları Taylandlı gençlerle birleştirip onların gelişimine katkıda bulunmak, aynı zamanda basketboldan gelir elde edebileceklerini onlara göstermek ve Tayland’daki basketbolu geliştirmek. Aslında gelen yabancı oyuncular için de iyi bir imkân çünkü ligde kendilerini gösterip farklı ülkelerdeki takımlara transfer olabiliyorlar. Diğer soruna gelecek olursam, Türkiye’den ilgi yok çünkü insanlar Tayland’da böyle bir ligin olduğunu bilmiyor. Benim amacım bir yandan da bunu sağlamak. Bu yüzden eski arkadaşlarımla iletişime geçiyorum bir bir. Hatta bir tanesi gelip ligi tecrübe edecek, onun da görüşlerini aldıktan sonra Türkiye’den daha çok oyuncunun gelmesi için çalışmaları hızlandıracağım. Lütfen bizi takipte kalın, destekleriniz bizim için çok önemli, benim için ayrıca değerli…

Peki Tayland’da iş bulmak kolay mı? Geçimini, nasıl sağlıyorsun?

– Tayland’da iş bulmak hiç de zor değil. Birazcık İngilizce biliyorsanız öğretmenlik yapabiliyorsunuz ve burada bulunacak en kolay iş bu. Ben de şu an bir devlet okulunda öğretmenim ve buradan aldığım maaşla geçimimi sağlıyorum. Farklı işler de bulunabilir tabii ki ama dediğim gibi en kolayı öğretmenlik.

Türklere, Taylandlılar nasıl bakıyor? Son olarak gelecek olanlara önerilerin neler olur?

– Taylandlılar Türkleri çok seviyor. Aslında genel olarak yabancıları çok seviyorlar çünkü diğer Asya ülkelerinde de olduğu gibi Tayland’da da beyaz ten ve büyük göz sevdası var ama Türkiye, Kapadokya ve balonlar sayesinde daha da meşhur. Birçok Tay arkadaşımdan Türk dizilerini de çok sevdiklerini duydum. Zaten genel olarak Tayland halkı aşırı derecede nazik ve yardımsever. Mesela ilk duyduğumda çok şaşırmıştım ama şahit olunca anladım. Türk bir arkadaşım bana ‘Tayland halkı, kapı kilitlemeyi bilmez’ demişti. Gerçekten de bilmiyorlar ve hırsızlık gibi şeyler asla söz konusu değil. Kaç kere anahtarımı kapının üstünde unutup evden çıktığımı hatırlamıyorum bile, akşam eve geldiğimde her şey yerli yerinde duruyor oluyor… Gelecek olanlara söylemek istediğim birkaç şey var; buraya gelirken şunu aklınızdan çıkarmayın, ne cinsiyette olduğunuz, neyi savunduğunuz, hangi dine mensup olduğunuz ya da neye benzediğiniz hiç önemli değil. Burada ne isterseniz o olabilirsiniz ve insanlar size sadece siz olduğunuz için saygı duyarlar ve karşılığında sadece saygı beklerler, gerçekten söylüyorum ki buraya bir kere geldiniz mi geri dönmek istemiyorsunuz. Ben her gün bir kez daha iyi ki gelmişim dediğim olaylara şahit oluyorum ve her gün olmaya da devam edeceğime eminim.