Savaşın başladığı gün: 14 Ağustos 1992 – ‘Bu, Abhazya’nın tüm tarihini öncesi ve sonrası olarak ayıran tarih’

Dünya

Bugün 1992-1993 Gürcü-Abhaz savaşının 30. yıl dönümü. Savaşın izlerini hala taşıyan Abhazya sakinleri için bu tarihi unutmak mümkün değil.

14 ağustos 1992’de Gürcistan birlikleri Abhazya’ya hareket etti. Bir yılı aşkın süre devam eden savaşta çok sayıda kayıp verildi.

Çatışmalar 30 eylül 1993’te Abhazya’nın zaferi ile son buldu. Aradan geçen yıllara rağmen Abhaz halkı savaşın izlerini taşımaya devam ediyor.

Kara günün yıldönümünde Abhazya sakinleri Abkhaz World’a konuştu. Söyleşiden öne çıkanlar ise şöyle:

– Aileniz 1992-1993 Abhazya halkının vatanseverlik savaşını nasıl hatırlıyor? Aileniz neler yaşadı ve 14 Ağustos sizin için ne ifade ediyor?

Ludmila Sagaria: Böyle bir şeyin olabileceğini, savaşı hiç beklemiyorduk. Kardeşlerimi kaybettim. Biri asla bulunamadı. Üzerinden 30 yıl geçti. Biz küçük bir ülkeyiz ve küçük bir halkız. Herhangi bir savaşa girmek bizim çıkarımıza değil. Bu savaşta galip geldik ve böylece şartlarımızı dikte etme hakkını elde ettik.

Adgur Gulia: 1992’de 14 yaşındaydım. Sıradan bir yaz günüydü, evdeydim, öğleden sonra saat üçte ağabeyim Sohum’dan döndü ve Gürcistan’ın Abhazya topraklarını işgal ettiğini söyledi. Sonra hızla kendini toplayarak av tüfeğiyle savaşa gitti.

– Savaş sırasında yakınınızı kaybettiniz mi?

Adgur Gulia: Evet, kuzenim savaşta öldü. Bunu unutmak mümkün mü? Ölen insanlarımızı her zaman hatırlıyoruz.

Irina Darmava: Benim için çok zordu çünkü savaş başladığında, Ağustos’ta Abhazya’da değildim. Ailem de değildi. Ancak Ocak ayında buraya gelebildik. Ve eşim hemen savaşa gitti.  Abhazya dışındayken duruma ilişkin bilgi alamadık ve sevdiklerimiz için çok endişelendik. Bütün kardeşlerimin savaşta olduğunu biliyordum ve çok endişeliydim.

Sohum’daki halk 1992-1993 Gürcü-Abhaz savaşı sırasında hayatını kaybedenlerin listesini okuyor.

– Savaş sırasında yakınınızı kaybettiniz mi?

İki kuzenim hayatını kaybetti. Biri Abhazya Kahramanı, diğeri ise ölümünden sonra Leon Nişanı ile ödüllendirildi. Bir erkek kardeşim yaralandı. Kuzenlerim çok acı çekti.
 Papba yaralandı, bacakları olmadan uzun zaman acı çekerek yaşadı ve yaraları nedeniyle erken öldü.

Asta Ardzinba: 1992’de ben iki yaşındaydım, erkek kardeşim bir yaşındaydı. Genç yaştaki annem, Abhazların kontrolündeki Gudauta Bölgesi’nde iki küçük çocuğu ve ailesiyle birlikte kaldı. Babam elinden ciddi bir yara alana kadar Gumista cephesinde savaştı. Savaştan önce bir atletti. (Sovyet döneminde Gürcü milli takımı için oynayan bir su topu oyuncusu)

Babam savaşı hatırlamaktan hoşlanmıyor, şimdi bile onun için olanlar çok acı verici.

Eski Parlamento Binası hala savaşın izlerini taşıyor.

Birçok akrabamızı kaybettik ama halamın kaybını özellikle acı bir şekilde hissediyorum. Akıl sağlığı sorunları vardı ve savaş başladığında bir psikiyatri hastanesindeydi. Hastalar esir alındı ve kısa süre sonra Kutaisi yakınlarındaki bir hapishaneye götürüldü. Kutaisi’de bir mezara gömülmüş olan cenazesini, uluslararası kuruluşların arabuluculuğu sayesinde ancak 2005 yılında geri alabildik. Hayatını ne koşullarda kaybettiğini hala bilmiyoruz.

Naira Malijapha: Ağustos 1992. Yaz tüm hızıyla devam ediyordu, denize yüzmeye gitmiştik. Silah sesleri duyduk. Sokakları ve insanların yüzdüğü plajı bombalayan bir helikopter gördük. Birisi tankların Sohum’a girdiğini söyledi. Savaş başlamıştı. Hemen eve koştuk. Savaşın başladığına inanmak zordu. Çocuklarım ve ben başkenti hemen terk etmedik. Gürcüler Ermeniler’e ülkeyi terk etmeleri için bir koridor vermişti. Üçüncü gün Ermeni mülteciler ile bu konvoya katıldık.

Gürcü muhafızlar Abhazların gitmesine izin vermedi – kadın çocuk demeden – onları öldürdüler.  Gürcistan’dan Sohum’a giderken, Gürcü askerler önlerine çıkan her canlıyı yok ettiler.

O zaman, Gudauta şehrinde milis müfrezeleri kuruldu, Rusya’nın güneyinden ve Abhaz diasporalarının yaşadığı ülkelerden gönüllüler dağ yolları boyunca ülkeye geldi.

Abhazya’ya destek olmak için gelen gönüllülüler Parlamento binası önünde – Abhazya Cumhuriyeti savaş arşivi

17-18 Ağustos’ta çocuklarım ve ben Abhazya’dan Rusya sınırına doğru yola çıktık; Gagra’dan geçerken tepeden tırnağa silahlı insan grupları gördüm. Daha sonra Gürcü birliklerinin şehre indiğini duydum. Şehirdeki Gürcülerin evlerinin bodrumlarından askeri silahlar çıktığı ortaya çıktı. Ülkenin ele geçirilmesi için dikkatlice çalıştıkları belliydi.

Gagra’nın girişinde yol kapatıldı; Arabamız yoldan geçenlerin belgelerini kontrol eden silahlı Gürcüler tarafından durduruldu ve uyruklarımız soruldu.

Abhazlar böyle bir soyadına sahip olmadığı için çocuklarımın soyadıyla kurtulduk. Mucizevi bir şekilde infaz edilmedik.

İki erkek kardeşim ve ablam milis saflarında savaştı. Batı Cephesindeki tüm büyük savaşlara katıldılar. İlk Shroma savaşında kardeşim Daur yaralandı; ikinci Shroma savaşında yaralı olarak savaştı.

1993 yılının Temmuz’unda annemin erkek kardeşi Aslan Aiba, Gumista Nehri’nde öldü; daha sonra intihar bombacılarının gizli bir listesinde olduğunu öğrendik. Cesedi gömleğiyle tanımlandı; Otkhara köyünün aile mezarlığına yeniden gömüldü.

Abhazya’nın kurtuluşu için yapılan savaşlarda birlikte büyüdüğüm akrabalarım, arkadaşlarım, komşularım, sınıf arkadaşlarım öldü. Savaş, bir Abhaz soykırımıydı ve on binlerce canı kırdı. Silinmez bir iz bıraktı. Ailem ve arkadaşlarım için, küçük vatanım Abhazya için gerçekten dua etmeyi öğrendiğim çok zor bir zamandı!

Savaşta hayatını kaybedenler için yapılan anıt mezarlık – Sohum

Oktay Chkotua:  Benim için 14 Ağustos SSCB döneminde çokça konuşulan “halkların kardeşliği” masalının sonudur. Aynı zamanda Abhazya’nın bağımsızlığına giden yolun temel taşlarının atılmaya başlandığı gün olarak da farklı şeyler ifade ediyor. Yani 14 Ağustos 1992 benim için hem kara bir gün hem de bağımsız Abhazya devleti için önemli bir dönüm noktasıdır.

Abhazya’nın başkenti Sohum

– Savaş sırasında bir yakınınızı kaybettiniz mi?

Evet, milletimiz için de büyük bir kayıp olan bu savaşta birçok yakın arkadaşım şehit oldu. Ailede şehit olanlardan biri de kayınbiraderimdi.

26 Ağustos 2008 tarihinde, Rusya Devlet Başkanı (Dmitriy Medvedev), Abhazya Cumhuriyeti ve Güney Osetya Cumhuriyeti’nin uluslararası tanınmasını içeren Kararnameyi imzaladı. Abhazya 26 bu tarihte Cumhuriyetin Uluslararası Tanınma Günü’nü kutluyor. (Fotoğraf: Naala Ayüdzba)

Londa Adlejpha: 14 Ağustos sadece savaşın başladığı gün değil. Bu, Abhazya’nın tüm tarihini “öncesi” ve “sonrası” olarak ayıran tarihtir. Aynı şekilde insanların yaşamları da “öncesi” ve “sonrası” olarak ikiye bölünmüştür. Bu savaşın bir şekilde etkilemeyeceği tek bir aile yok. Çok sayıda kayıp, birçok trajik ve kırık kader. Bütün bunlar hafızamda hala çok taze, basitçe unutulamaz.

Abhaz sanatçı, heykeltıraş Gennady Lakoba tarafından Sohum’un başkentine yapılan sürgün anıtı.