Pompeii’de ilk kez bir kurbanının genom dizilimi yapıldı: Anadolu kökenli olabilir

Bilim

Araştırmacılar, Vezüv Yanardağı’nın patlayarak antik Pompeii kentini kül tabakasıyla örtmesiyle ölen bir insanın genomunun ilk kez dizilendiğini açıkladı. Bulgular, felaket sırasında Roma imparatorluğunda yaşayanların sağlık ve çeşitliliğine yeni bir ışık tutuyor.

Scientific Reports’ta yayınlanan bir çalışmada, Kopenhag Üniversitesi’nde jeogenetik alanında doçent olan Gabriele Scorrano liderliğindeki bir ekip, kalıntıları ilk kez 1914’te kazılmış olan Pompeii’deki Zanaatkar Evi’nde bulunan bir erkek ve bir kadın olmak üzere iki kurbandan DNA çıkardılar.

Uzmanlar bir erkek ve bir kadından DNA dizilimi yapsalar da, sadece erkeğin kalıntılarından tüm genomu dizileyebildiler. C: Serena Viva

Bu çalışmadan önce, Pompeii’de bulunan insan ve hayvan kalıntılarından yalnızca kısa mitokondriyal DNA dizileri dizilenebiliyordu.

Adam, MS 79’da Vezüv’ün şiddetli patlamasında öldüğünde 35 ila 40 yaşları arasındaydı. DNA’sının 1.030 antik insandan ve 471 modern Batı Avrasya bireyinden elde edilen genetik kodlarla karşılaştırılması, DNA’sının orta İtalya’daki modern bireylerle ve antik Roma döneminde yaşayanlarla en çok benzerlikleri paylaştığını ortaya koydu.

Mitokondriyal ve Y kromozomu DNA’sının analizi, Sardinya’da yaygın olarak bulunan, ancak imparatorluk sırasında İtalya’da yaşayanlar arasında olmayan gen gruplarını da tanımladı. Bu, o dönemde İtalyan yarımadasında yüksek düzeyde genetik çeşitlilik olabileceğini düşündürüyor.

Araştırmacılar, bu kişinin “genetik olarak Akdeniz’de hala mevcut olan halklara, ağırlıkla İtalya’nın iç bölgeleri ve Sardinya adasına yakın olduğunu” belirledi. Ayrıca, “Neolitik dönem Anadolululara da yüksek yakınlık” göstergeleri bulundu.

Adamın iskeletinin daha fazla analizi, omurlardan birinde lezyonlar tespit etti ve DNA dizileri, ölümünden önce tüberküloz geçirmiş olabileceğini düşündürdü.

Kadın 50 yaşın üzerindeydi ve osteoartritten etkilendiğine inanılıyordu.

Salento Üniversitesi’nde araştırma ekibinde yer alan bir antropolog olan Serena Viva, “Kaçan ve kalıntıları açık alanlarda bulunan diğer kurbanlara kıyasla, belki de evlerinin güvenliğinde her şeyin bitmesini beklemelerinin nedeni bu olabilirdi.” diyor.

Bilim insanları, patlama sırasında açığa çıkan piroklastik materyaller, atmosferik oksijen gibi DNA’yı bozan çevresel faktörlerden koruma sağlayabileceğinden, insan kalıntılarından antik DNA’yı başarılı bir şekilde kurtarmanın mümkün olabileceğini tahmin ettiler.

Pompeii kalıntıları 16. yüzyılda keşfedildi ve ilk kazılar 1748’de başladı. Yüzyıllar boyunca tahmini 2.000 kurbanın yaklaşık 1.500’ü bulundu. 2020 yılında antik kentin eteklerinde yer alan bir villada yapılan kazılar, efendi ve kölesi olduğuna inanılan iki adamın kalıntılarını ortaya çıkardı.

Bilim insanları, bulguların, Pompeii’nin diğer kurbanlarından genetik geçmişlerine daha fazla bilgi sağlamak için antik DNA elde etme olasılığını doğruladığını söylüyor.

Viva, “Gelecekte Pompeii’den çok daha fazla genom üzerinde çalışılabilir. Pompeii kurbanları doğal bir felaket, bir termal şok yaşadı ve onların genetik materyallerinin korunabileceği bilinmiyordu. Bu çalışma bu doğrulamayı sağlıyor ve genetik analizdeki yeni teknoloji, hasarlı materyal üzerinde de genom dizilememize izin veriyor.” diyor.

KAYNAK: Erman Ertuğrul / Arkeofili
BBC TÜRKÇKE