Yaşamın var olduğu tek gezegen için zaman daralıyor. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), tarafından yapılan açıklama buna örnek. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), iklim krizinden kaynaklı aşırı hava olaylarının 2021’de dünya çapında su ve gıda krizlerine neden olduğunu ve milyonlarca kişinin yaşadığı yerden ayrılmasına yol açtığını açıkladı.
Her yıl iklim değişikliği değerlendirmesi yapan ve Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı olarak çalışan WMO, 2021 yılı raporunda sera gazı emisyonlarının, deniz seviyelerinin, okyanus ısısının ve okyanus asitlenmesinin rekor seviyeye ulaştığını tespit etti.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, raporun bulgularını “İnsanlığın karşı karşıya olduğu iklim krizi ile mücadelesindeki başarısızlıkların dizgisi” şeklinde yorumladı, fosil yakıt döneminin sona erdiğini ve yenilenebilir enerji kaynaklarına bir an önce geçilmesi gerektiğini söyledi.
Guterres sözlerine şu şekilde devam etti: “İyi haber ise soruna çözümün gözümüzün önünde olması. Rüzgardan ve güneşten enerji üretmenin yolları hazır ve çoğu zaman kömür gibi diğer kaynaklardan daha ucuz. Birlikte hareket edersek yenilenebilir enerjiye geçiş yolculuğu 21’inci yüzyılın barış projesi olabilir.”
REKOR SEVİYEYE ULAŞTI
WMO, yayımladığı raporda dünyada karbon ve metan gazı salımlarının rekor seviyeye ulaştığını ve bunun bir dizi iklim felaketine yol açtığını kaydetti. Aşırı sıcak dalgalar ve sert fırtınalar gibi hava olaylarının iklim krizinin görünen yüzü olduğunu belirten WMO, iklimde bu tür değişikliklerin bir yılda milyarlarca dolarlık hasara yol açtığını belirtti.
Raporda kuraklık ve sel gibi hava olaylarının ise küresel gıda fiyatlarını yükselttiğini ve bunun 2022’de de hissedilmeye devam ettiği ifade ediliyor.
WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, rapor ile ilgili yaptığı açıklamada insan faaliyetleri sonucu üretilen sera gazı emisyonlarının dünyayı uzun yıllar boyunca ısıtmaya devam edeceğini ve bazı hasarların geri dönüşü olmadığını söyledi.
Taalas, halihazırda 2 milyar kişinin suya erişim sıkıntısı yaşadığını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:
“Afrika Boynuzu’nda kuraklık krizi yaşanıyor. Güney Afrika’da yakın zamanda ölümcül seller meydana geldi. Hindistan ve Pakistan’da aşırı hava sıcaklıkları ise hala devam ediyor. İnsanların hayatını kurtarmak için erken hava uyarı sistemleri gerekli, ancak bunlar WMO’nun 187 üye ülkesinin yarısından azında bulunuyor.”
WMO aynı zamanda 2021 yılında Amerika kıtasının kuzeybatısında ve Akdeniz bölgesinde olağanüstü sıcak hava dalgaları yaşandığını, Çin’in Henan bölgesinde ve batı Avrupa’da ölümcül sellerin meydana geldiğini ve Grönland’ın buz tabakasında ilk defa yağış kaydedildiğini belirtti.
Uzmanlar, üç mevsimdir yağış almayan Doğu Afrika’da ise kuraklığın devam edeceğinden endişeleniyor. Bu, Afrika’nın 40 yıldır yaşadığı en kötü kuraklık.
AFETLER ARTIYOR
WMO, dünyada okyanusların sera gazı emisyonlarından kaynaklı ısının yüzde 90’ından fazlasını hapsettiğini, okyanuslarda sıcaklığın son 20 yılda çok büyük bir hızla yükseldiğini söylüyor.
Diğer taraftan WMO uzmanları küresel deniz seviyesinin 1993’ten bu yana 10 santimetre yükseldiğini ve 2021 yılında rekor seviyeye ulaştığını belirtiyor. Bunun başlıca sebepleri olarak ise kutuplarda eriyen buzullar ve termal genişleme, yani suyun ek sıcaklık nedeniyle genişlemesi gösteriliyor.
WMO raporunda bunun deniz kıyılarında ve adalarda yaşayan milyonlarca kişinin hayatını tehlikeye attığı ifade ediliyor.
Öte yandan okyanus asitlenmesinin de rekor seviyeye ulaşarak deniz yaşamını tehlikeye attığı bildiriliyor.
Dünya Meteoroloji Örgütü’nün geçen yıl yaptığı ve son 50 yılı kapsayan bir başka araştırmasına göre dünyada 1970’ten bu yana hava koşulları kaynaklı afetlerin sayısı 5 kat arttı. Bu raporda aşırı hava koşulları kaynaklı afetlerde 2 milyondan fazla kişinin hayatını kaybettiği, en çok can kaybının kuraklık nedeniyle olduğu belirtilmişti.
Öte yandan ölümlerin yüzde 90’dan fazlasının gelişmekte olan ülkelerde yaşandığına dikkat çekilmişti.