Independent Türkçe’den Lale Elmacıoğlu’nun haberine göre; Marmara Denizi’e girmek göz sağlığı için de riskler barındırıyor.
Yazın gelişiyle tatil planları yapılmaya başlandı. Deniz, güneş, havuz, kumsallar, klima ve daha fazlasıyla özdeşleşen tatil, pek çok kişi için yorgun geçen ayların ardından dinlenme zamanı anlamına geliyor. Ancak yaz dönemini sorunsuz geçirmek isteyenlerin göz sağlığına dikkat etmeleri şart. Zira bu dönemde karşılaşabilecek tehlikeler, göz sağlığı üzerinde kalıcı etkilere neden olabiliyor.
Yaz aylarında en sık karşılaşılan göz hastalıklarını ve bu duruma karşı yapılması gerekenleri Op. Dr. Akın Banaz ve Op. Dr. Öznur İşcan ile konuştuk.
“Göz nezlesi (konjoktivit) vakaları artıyor, ana neden kirlilik”
Op. Dr. Akın Banaz’a göre öncelikle deniz-havuz-güneş üçgenine karşı hazırlıklı ve tedbirli olmak gerekiyor. Yaz aylarında deniz ve havuz kullanımının artmasıyla göz nezlesi (konjoktivit) vakalarının yükselişe geçtiğini kaydeden Banaz, bunun ana nedeninin kirlilik olduğunu belirterek yüzücü gözlüğü kullanımını önerdi.
“‘Yaz aylarında havuzlara dikkat’ denilirdi, şimdi ‘Marmara’ya dikkat’ diyoruz”
Hekimliğin yanı sıra amatör bir denizci de olan Banaz, “Marmara’da denize girmek göz sağlığına zararlı. ‘Yaz aylarında havuzlara dikkat’ denilirdi, şimdi ‘Marmara’ya dikkat’ diyoruz” sözleriyle özellikle Marmara’da denize girmenin tehlikelerine dikkati çekti: Op. Dr. Banaz, erken dönemde göz nezlesi olup mikrop kapıldığında damlalar ve ilaç tedavisinin önerildiğini belirtti.
“Sarı nokta ve katarakt hastaları güneş ışığına karşı daha dikkatli olmalı”
Göz kuruluğundaki artışın da yaz mevsimindeki bir diğer göz hastalıkları sorunu olarak öne çıktığını aktaran Op. Dr. Akın Banaz, özellikle klima kullanımının bu duruma neden olabildiğini kaydetti. Yaz mevsiminde güneş ışıklarının yansımasının negatif etkileri de söz konusu.
Bu durumun göz kapağı ve çevresinde kanser artışına neden olabildiği uyarısı yapan Banaz, özellikle sarı nokta ve katarakt hastalarının güneş ışığına karşı daha da dikkatli olması gerektiğini ifade etti.
“Gözlerde sulanma yaşayanlar yaz aylarını daha rahat geçiriyor”
Diğer taraftan ısınan havanın iyi geldiği hastalar da yok değil. Yaz ayları özellikle gözlerindeki sulanmaya çare arayanlar için olumlu.
Yaşla beraber gözyaşı kanalının esnekliğini kaybettiğini ve bu durumun gözlerde sulanmaya neden olduğunu ifade eden Akın Banaz, bu rahatsızlıktan yana dertli olan bireylerin ise buharlaşma arttığından yaz aylarını daha rahat geçirdiğini de sözlerine ekledi.
“Bazı parazitler körlüğe neden olabiliyor”
Bayrampaşa Göz Hastanesi’nden Op. Dr. Öznur İşcan da benzer görüşleri paylaştı.
Yaz mevsimiyle birlikte yüzme sporunun hayatımızda daha fazla yer tuttuğuna değinen İşcan; çok kalabalık olan ve hijyene dikkat edilmeyen havuz, hamam, sauna gibi yerlere üreyebilen “acanthamoeba” adlı bakteriye dikkati çekti.
İşcan, görülme riski düşük olsa da bu bakterinin göze yerleşmesi durumunda gözün saydam tabakasına (kornea) ilerleyerek körlüğe neden olabildiği uyarısı yaptı.
Gözün en öndeki tabakasında “keratik” denilen enfeksiyona neden olabildiği, birtakım scarlar (yara izleri) bırakabildiğini vurguladı.
Öznur İşcan, enfeksiyonun tipine göre değişmekle beraber görme kalitesini bozmaktan ciddi oranda düşürmeye giden tabloların görüldüğünü aktardı.
İnsanların gözlerini ovuşturmaktan da kaçınmaları gerektiğine işaret eden İşcan, kontak lens kullananlar için de şunları söyledi:
“Uzak ya da yakın görme kusuru olan kişiler, kontakt lens taksın ya da takmasın havuza veya denize girme sonucunda gerekli sterilizasyon sağlansa da konjoktiva denilen gözün beyaz saydam tabakasında enfeksiyon görülebiliyor. Kontak lens kullanan kişilerde daha yüksek olabiliyor risk. Bu nedenle denize girmeden önce mutlaka lensler çıkarılmalı. Nasıl bir kontaminasyon olacağını bilemiyoruz. Kontak lensteki enfeksiyon kaynağı lense yapışıp gözle daha fazla kontamine oluyor. Risk büyüyor.”
“Bazı denizler artık kirli, özellikle Marmara”
Yaz mevsiminde göz alerjilerinin arttığını, kimyasalların da alerji düzeyini tetiklediğinin altını çizen İşcan, “Havuzun içindeki kimyasallar da lensin yapısını bozup gözde iltihaplanmayı kolaylaştırabiliyor. Enfeksiyon olmasa bile havuza giren çocuğun mevcut klor ve benzeri kimyasallarla gözleri zarar görebiliyor. Ortada enfeksiyon yoksa da alerjen ‘hiperemi’ meydana gelebiliyor. Gözler kızarıyor, alerji tetikleniyor. Deniz havuza göre daha sağlıklı olsa da bazı denizler de artık kirli, özellikle Marmara” ifadelerini kullandı.
Bu aylarda sıcaklarla birlikte göz kuruluğu ve alerjik reaksiyonların daha sık görülebildiği uyarısını yapan İşcan, gözyaşı azlığı ya da görme kalitesinin bozulması gibi durumlara karşı hekim kontrolü ve suni gözyaşı tavsiyesinde bulundu.