Hemen hemen her yetişkin hayatının belli bir döneminde bel ağrısı çekiyor. Özellikle masa başında çalışanlar, kötü oturma pozisyonları yüzünden aniden ortaya çıkan akut bel ağrılarından şikayetçiler.
Science Translational Medicine dergisinde yayımlanan bir araştırma çerçevesinde, uzmanlar devamlı ağrı kesici almanın uzun vadeli bel ağrısı üzerinde ne gibi sonuçlar doğuracağını incelediler. Bazı hastalarda ağrıların bir müddet sonra kaybolmasına rağmen, diğerlerinde niçin kalıcı olduğu pek bilinmiyordu. McGill Üniversitesi’nden Marc Parisien, bu konuda ağrı kesici seçiminin rol oynayabileceğini söylüyor. Çünkü birçok ağrı kesici ilacın, ağrı kesici etkisi dışında iltihap önleyici etkisi de var. Fakat tam da bu iltihaplar, akut ağrıların, kronik ağrılara dönüşmesini engelleyebiliyor.
Araştırmada uzun vadede kalıcı olan ağrılar ve haftalarca kullanılan nonsteroid antiinflamatuar ilaç arasındaki ilişki incelendi. İltihap önleyici etkisi nedeniyle bu ağrı kesiciler romatizma tedavisinde de kullanılmakta. Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlara ibuprofen ve asetilsalisilik asit gibi etki maddeleri dahil. Bunlar hafif ve orta dereceli ağrı, ateş ve iltihaplanmalara karşı en bilinen etki maddeleri olduğu gibi en çok satılan reçetesiz ağrı kesiciler. Sonuçlara göre devamlı antiflamatuar ilaçlar alan hastalarda ağrının kronikleşme riski antiflamatuar etkisi olmayan ilaçlar alanlara kıyasla daha yüksek.
98 AYRI HASTA İZLENDİ
Antiflamatuar olmayan ağrı kesiciler arasında mesela yine reçetesiz satılan, hafif ve orta şiddette ağrılar için alınan Paracetamol yer alır. Akut bel ağrısı çeken 98 hastayı üç ay boyu izleyen araştırmacılar, hastaların bir kısmında ağrıların üç ay sonra geçtiğini, diğerlerinde ise kalıcı olduğunu gördüler. Hastaların verileri değerlendirildikten sonra birinci gruptaki hastalarda çok etkin iltihap reaksiyonlarının yaşandığı anlaşıldı. Bu enflamatuar reaksiyonların başlıca görevleri patojenlere karşı savunma yapmak olan nötrofiller yani bağışıklık hücreleri tarafından tetiklenmiş. Nötrofiller aynı zamanda beyaz kan hücrelerinin en büyük bölümünü oluşturan lökositler. Başlıca görevleri ise hastalık etkenlerini yok etmek. Veriler akut sırt ağrısı için nonsteroid antiinflamatuar alan kişilerin, örneğin aktif bileşen parasetamol içeren ilaçları kullananlara kıyasla, 1,76 kat daha yüksek kronik ağrı riskine sahip olduğunu gösterdi. Nötrofiller tarafından tetiklenen enflamatuar süreçleri akut ağrı sırasında bloke edildiğinde, kronik ağrı riski artıyor. İltihaplar genelde hastalıklı süreçler olarak görülür.
ARAŞTIRMALAR TAM TERSİNİ SÖYLÜYOR
Ancak son araştırmanın verilerine bakacak olursak tam tersi bir durum söz konusu. Bu süreç bedende meydana gelen etkin bir uyum süreci. Bu süreç eksik olduğuna kronik ağrılar ortaya çıkıyor diyor araştırmacılar. Bununla birlikte akut ağrıdan, kronik ağrıya geçişte tam olarak hangi mekanizmaların etkili olduğu henüz bilinmiyor.
Nilgün Özbaşaran Dede