Sağlıklı beslenme depresyonla mücadelede etkili olabilir mi?

Bilim

Son yıllarda bilim dergilerinin en gözde konularından biri beyin ile bağırsak arasındaki etkileşim. Birçoklarına göre sağlıklı beslenme hastalıklara karşı koruma sağladığı gibi, tedavi edici özelliklere de sahip. Özellikle psikiyatrik hastalıklar söz konusu olduğunda bazı uzmanlar ilaç yerine doğru beslenme yöntemlerinin daha etkili olduğunu savunuyor. Akıl hastalıkları ve beslenme arasındaki bu ilişki abartılıyor mu?

Neden sonuç ilişkisi net değil!

The American Journal of Clinical Nutrition’da yayınlanan bir incelemeye göre bol miktarda meyve, sebze, balık ve tam tahıl içeren sağlıklı beslenme düzenleri depresyon riskinin azalmasıyla bağlantılı. Her ne kadar bugüne dek yapılan araştırmalar sağlıksız beslenme alışkanlıklarıyla depresyon arasında bir bağlantı olduğuna dikkat çekse de, Miami’deki Nicklaus Çocuk Hastanesi’nden klinik psikolog Ana Ojeda’ya göre bu konuda bir “neden-sonuç” ilişkisi bulunup bulunmadığı henüz bilinmiyor. Başka bir deyişle geçmiş araştırmalar, sağlıklı beslenmenin depresyon belirtilerini yok edeceğine ilişkin bir kanıt sunmuyor.

Akdeniz diyeti yarar sağlıyor mu?

Bugüne dek yalnızca randomize kontrollü bir deneyde depresyon tanısı konulmuş hastalarda sağlıklı beslenmenin belirtileri azaltıp azaltmadığı incelendi. Bu araştırma 2019’da Psychosomatic Medicine dergisinde yayımlandı. SMILES olarak bilinen araştırmada, yetişkin denekler 12 hafta boyunca kendileri için özel olarak tasarlanmış Akdeniz diyetini uyguladılar. Daha sonra depresyon dereceleri incelendiğinde, aynı süre boyunca sosyal destek alan katılımcılara kıyasla daha sağlıklı durumda oldukları gözlemlendi.

SMILES deneyindeki katılımcılar ortalama olarak 40’lı yaşlardaydılar. Sidney’deki Macquarie Üniversitesi’nden klinik nöropsikolog Heather Francis’in liderliğinde yapılan yeni araştırmada, daha genç yetişkinlerden de aynı sonuçların alınıp alınmayacağı incelendi. Araştırma PLOS ONE’da yayımlandı.

Sağlıklı ve mutlu

Francis ve meslektaşları 17 ila 36 yaşları arasında, işlenmiş gıda, doymuş yağ ve rafine şeker oranı yüksek diyetle beslenen 76 yetişkini bir araya getirdi. Tıbbi depresyon skalasında “ortalama ile yüksek arası” bir noktada yer alan katılımcılar random olarak iki gruba ayrıldı. Birinci gruba beslenme alışkanlıklarını geliştirmelerine yönelik öneriler ve market alışverişi için para verildi. Bu “diyet grubu” üç haftalık araştırma boyunca araştırmacılar tarafından iki kere aranarak gelişimleri kontrol edildi.

Kontrol grubu katılımcılarına ise yiyecek, para ya da beslenme düzenine yönelik öğütlerden hiçbiri verilmedi ve yalnızca deneme süreci bittiğinden geri gelmeleri istendi. Üç haftanın sonunda diyet grubunun depresyon oranlarının normale döndüğü ve katılımcıların ruh halinde önemli düzelmeler yaşandığı görüldü. Kontrol grubundaki kişilerin ise ruh hallerinde hiçbir değişim gözlemlenmedi.

Araştırmacılar, araştırmanın sonlanmasından üç ay sonra diyet grubunda olan 33 katılımcıyla yeniden irtibat kurduğunda düzelen ruh hallerinin değişmediğini gözlemledi. Bu katılımcılar arasında en az 7 kişi sağlıklı beslenme düzenlerini korumuştu. Bu sonuçlar daha sağlıklı besinler tüketme alışkanlığının korunmasının depresyon belirtileri üzerinde doğrudan ve olumlu etkileri olduğunu gösterdi.

Kaynak: Herkese Bilim Teknoloji / Sevda Deniz Karali