İntihar mı? Cinayet mi? Marilyn Monroe’nun ölümü

Dünya

70punto/Yazı dizisi

1962 yılında öldü Monroe. Ancak hala Hollywood’ın en şöhretli, en gizemli, en ‘sarışın’ kadını.

36 yıl yaşadı ama zaman; onun sarı bukleli saçlarını, dudağının üstü ile elmacık kemiğinin hemen altına özenle yerleştirilmiş benini silemedi. Peki yaşamından ölümüne Monroe’yu bu kadar benzersiz kılan neydi? Dahası bu kadar göz önündeki bir kadının böylesine şüpheli bir şekilde ölmesi neden hala birçok soru işareti barındırıyor? Monroe’nun, dahası gerçek adı ile Norma Jeane’nin hayatında bir yolculuğa çıkıyoruz hep beraber.

Gladys Pearl Baker’ın hikayesi

Norma Jeane’ni tanımak için hikayeye annesi Gladys’ten başlamak gerekiyor. 1902’de Meksika’da dünyaya gelen Gladys annesi Della Mae Monroe ve babası Otis Elmer Monroe ile mütevazı bir hayat sürüyordu. Otis hem bir demiryolu işçisi hem de gelecek vaat eden bir ressamdı. Uzaktan bakıldığında kendi halinde mutlu bir aileydi.

Oysaki içerde işler hiç de öyle değildi. Gladys’in kardeşi Marion başa çıkmaya çalıştığı depresyon sonrası akıl hastanesine kapatılmıştı. Marion uzun bir tedavi süreci sonrası eve döndüğünde herkes mutlu oldu ancak huzur çok uzun sürmedi. Çünkü Marion ilk fırsatını bulduğunda boğazına ilmeği geçirdi ve hayatına son verdi.

Otis ve Della’nın evi ‘manik depresif’ti. Gladys bu hikayeyi arkasında bırakıp yeni bir başlangıç yapmak istiyordu. Çözümü Baker Jasper Newton ile evlenmekte buldu.

Bu evlilikten Robert Kermit ve Berniece Inez Gladys adında iki çocuğu oldu. Ancak 1921’de evliliği sancılı bir şekilde sona erdi. Baker Jasper Newton iki çocuğunu da alarak kayıplara karıştı.

Gladys yeniden ailesinin yanına döndü. Bu esnada bir film şirketinde çalışmaya başladı. Yaşadığı ev bir korku tüneli gibiydi. Annesi ve babasının gelgitli ruh hallerinden olabildiğince uzaklaşmaya çalışan Gladys yine bu hikayenin tam ortasındaydı. Kısa süre sonra da ilk kriz patlak verdi ve babası Otis kendine zarar verecek kadar kendini kaybedince bir akıl hastanesine kaldırıldı.

Böylece Della ve Gladys ailenin sağ ve akıl hastanesinde olmayan son iki üyesi olarak beraber yaşamaya başladı.
Devamı gelecek…