70 Punto – Bir bayram daha geldi çattı. 9 günlük tatillerini evlerinde geçirecek olanlar için birbirinden farklı filmleri sizler için derledik. Her güne bir film düşüncesiyle oluşturduğumuz bu liste size, farklı ülkelerde gezmiş, tatil yapmış hissi verecek. İşte sizin için derlediklerimiz…
Lamp 2021 107″
Rotten Tomatoes: %86
ImDb: 6,3
Metacritic: 68
Evet, ilk filmimiz Kurban Bayramı’na özel bir hayvan-insan hikayesi.
Lamp, İzlanda’nın insanı başka bir evrene ait hissettiren doğasında geçiyor. Toplumsal hayattan yalıtılmış bir çiftlikte yaşayan Maria ve Ingvar çifti, koyunlarının arasında bir gün yeni doğan bir kuzu bulurular. Bu minik yavruyu evlerine alıp, büyütmeye çalışan çift, akıllarına gelmeyen bir trajedinin içine düşer.
Secrets & Lies 1996 142″
Rotten Tomatoes: %94
ImDb: 8,0
Metacritic: 91
İkinci filmimiz ise İngiliz sinemasının yaşayan efsanesi bir Mike Leigh eseri: Secrets & Lies…
Secrets & Lies, isminden de anlaşılacağı üzere sırlar ve yalanlar üzerine kurulu bir film. Londra’da geçen filmde doktor Hortense, kendisini evlat edinen annesi ölünce işçi sınıfından beyaz bir kadın olan biyolojik annesini (Cynthia) araştırmaya koyulur. Cynthia mutsuz bir evlilik yapmış ve bir kızı (Roxanne) daha olmuştur. Cynthia ve Roxanne arasında sorunlu bir ilişki vardır. Hortense, tam da yumağın içinde kendini bulur. Aile arasında sırlar ve yalanlar ortaya dökülerek, izleyici adeta duygu bombardımanı altında kalır.
Pickpocket 1959 – 75″
Rotten Tomatoes: %97
ImDb: 7,6
Pickpocket; “Bu bir suç fllmi değil; yankesicilik yapan bir adamın psikolojisini anlatan bir film.” açılış sekansıyla adeta hiptonik bir yolculuk sunuyor.
Robert Bresson sinemasına giriş yapmak için eşssiz bir film Pickpocket. Entelektüel ve asi bir genç olan Michel’in yankesicilik takıntısına kapılmasının hikayesi adeta bir
Dostoyevski edasıyla işleniyor. Filmde kendinizi bir an ‘yankesici’ olarak buluverirseniz sakın şaşırmayın.
Fish Tank 2009 123″
Rotten Tomatoes: %91
ImDb: 7,3
Metacritic: 81
Bir kadının dansla yaşam bulan hayatı… İngiliz sinemasının son dönem çıkardığı en iyi yönetmenlerden biri olan Andrea Arnold’dan, belgesel gerçekliğinde bir başyapıt.
15 yaşındaki asi bir karakter olan Mia’nın tek tutkusu hiphop ve danstır. Tek amacı dans yarışmasını kazanmak olan Mia’nın hayatı, annesinin sevgilisi Conor’ı eve getirmesiyle değişir. El kamerasının kullanımıyla sizi Mia’nın hayatına dahil eden film, müzik seçimiyle de İngiltere’nin kenar mahallerine yolculuğa sürüklüyor.
Der siebente Kontinent 1989 104″
Rotten Tomatoes: %71
ImDb: 7,6
İzleyene mülkiyet üzerinden hayatı sorgulatan bir Micheal Haneke eseri. Kent üçlemesinin ilk filmi olan ‘The Seventh Continent’ sizi rahatsız edici duygular içerisinde bırakabilir.
Georg ve eşi Anna, kendilerine ve kızlarına yabancılaşmış bir çifttir. Ebebeynlerinin ilgisini çekmek isteyen Eva, kör taklidi yapmaya başlar. Bu anlamsız ve kısır döngüden sıkılan çiftimiz, kızlarının haberi olmadan bir tatil planına girişir ve her şey kelimenin tam anlamıyla ‘yok’ olur.
True Romance 1993 119″
Rotten Tomatoes: %92
ImDb: 7,9
Metacritic: 59
True Romance, 90’lı yılların başında ABD’de yükselen bağımsız dalganın yapımlarımdan biri olarak dikkat çekiyor. Tarantino’nun senaryosunu yazdığı ve filme çekildikten sonra senaryosuna sadık kalınmadığı iddiasıyla dava açmasıyla da bir hayli sükse yapmıştı.
Çok ilginç şekilde tanışan genç çift Christian ile Patricia, bir anda yıldırım aşkına tutulur. Bu aşkın şiddetiyle evlenen çift, bir bavul dolusu uyuşturucu ile yolculuğa çıkar. Uyuşturucudan gelecek paranın hayalini kuran genç çifti beklenmedik bir son karşılar. Aşk ile şiddetin harmanlandığı filmimiz, bizi adeta 90’lı yıllara yolculuğa çıkarıyor.
Nun va Goldoon 1996 78″
Rotten Tomatoes: %89
ImDb: 7,8
Metacritic: 70
İran sinemasının belkide en çarpıcı ve unutulmaz bitiş sekansına sahip ender filmlerinden biri; Nun va Goldoon.
Evine kadar gelen ve ona verdiği sözü hatırlatan polisin davranışı karşısında duygulanan Yönetmen Mohsen Makhmalbaf, bu durumun filmini çekmeye karar verir. Aslında filmin çekilme nedeni kendisi, yani onu bu sözü vermeye iten olaylar silsilesi olacak. Şiirsel bir anlatım dili ve tasavvufi müziklerle bezenen film karşısında hüzünlenmemeniz elde değil.
Toivon tuolla puolen 2017 100″
Rotten Tomatoes: %92
ImDb: 7,2
Metacritic: 84
Bize çok tanıdık bir hikaye anlatıyor, Aki Kaurismäki. Yer yer mizahla harmanlanmış, Avrupa siyasetine ince göndermeler içeren ‘Toivon tuolla puolen’ mülteci sorununu farklı bir bakışla anlatıyor.
Film aslında iki hikayeden oluşuyor. Bir tarafta bombalarla sarsılan Halep’ten kaçarak kız kardeşi ile yollara düşen Suriyeli göçmen Halid. Diğer yanda ise Wikström, kravat ve erkek gömleklerini satan bir seyir satıcıyken pokerde kazandığı para ile kendisine bir lokanta satın alır. İki karakterin kesişen yollarını farklı bir ilişkiye dönüşür.
Oasis 2002 132″
Rotten Tomatoes: %89
ImDb: 7,9
Metacritic: 79
Oyunculuk performansı izleyemek isteyenler bu Güney Kore eserini kaçırmamalı. Chang-dong Lee’nin en önemli filmlerinden biri Oasis, aşka dair sıra dışı ve gerçekten zor bir film.
Jong-du, yıllar önce kaza sonucu bir adamın ölümüne neden olup hapis yatıp çıkmıştır. Vicdan azabıyla kavrulan Jong-du, öldürdüğü kişinin evine ziyaret gider. Burada öldürdüğü kişinin sakat ve felçi kız kardeşiyle tanışır. Bu noktadan sonra toplumun normlarına aykırı bir ilişki ortaya çıkmaya başlar.