Musa Anter davası zaman aşımı nedeniyle düşürüldü

Türkiye

Yazar Musa Anter’in 1992 yılında Diyarbakır’da öldürülmesiyle ilgili dava zaman aşımı nedeniyle düşürüldü. Zaman aşımının dün dolduğu davada mahkeme, süreyi uzatarak bir gün sonrasına duruşma tarihi vermişti.

20 Eylül 1992’de öldürülen gazeteci-yazar Musa Anter’in cinayetine ilişkin yargılamada mahkeme heyeti mütalaa yönünde karar alarak Anter davasının zaman aşımına uğraması nedeniyle düşmesine karar verdi.

Evrensel gazetesinin haberine göre İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı ve Musa Anter’in oğlu Dicle Anter’in avukatı Öztürk Türkdoğan, cinayetin ardından yürütülen soruşturmanın yetersizliği nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ihlal kararı verdiğini hatırlattı.

Bu davanın insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirten Türkdoğan, insanlığa karşı suçlarda zamanaşımı uygulanamayacağını belirtti.

Musa Anter’in kızı, cinayet zanlısıyla yüzleşmişti

Musa Anter’in kızı Rahşan Anter Yorozlu, 2006’da, Abdulkadir Aygan ile İsveç’te yüzleşmiş, bu buluşma, gazeteci Ersin Kalkan tarafından kitaplaştırılmıştı.

Babasının davası açısından kritik ifadeleri olan bu “itirafçı” tanığa İsveç’te ulaşmanın zor olmadığını söyleyen Rahşan Anter, asıl meselenin bu cinayetin aydınlatılmak istenmemesi olduğunu öne sürüyor ve görüşmeden kendisinde iz bırakan detayları şöyle özetliyor:

“Aygan bize JİTEM’de çalıştığını, cinayeti Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım ve Cem Ersever’in planladığını, babamı öldürmek için kurulan ekibin içinde kendisinin de yer aldığını anlattı. Aygan, babamı Hogir kod adlı Hamit Yıldırım’ın öldürdüğünü söyledi. 

“Hogir adındaki tetikçinin görevi, babamı alıp Yeşil’in beklediği yere götürmekmiş ama babam yanlış giden bir şeyler olduğunu anlayınca, tetikçi kendi insiyatifiyle babamı vurduğunu anlatmış onlara. ‘Tetikçi öldürmeyip yanınıza getirseydi ne olacaktı?’ diye sorduğumda Aygan bana, ‘Vedat Aydın’a yapılanların aynısı ona da yapılacaktı’ dedi. Yani işkenceyle öldüreceklermiş. Düşünün ki babamın öyle değil de böyle öldürülmesiyle teselli oluyoruz.”  

Bu yüzleşmeden sonra ağabeyi Anter Anter ile birlikte İsveç’te savcılığa başvurduklarını, can güvenliği tehlikesi olduğu için Abdülkadir Aygan’ın Türkiye’ye iade edilmemesi için dilekçe verdiklerini söyledi. 

“Aygan, babamın davası için kilit bir isim, ‘Türkiye’ye iade edilirse hayati güvencesi olmaz’ dedik, ‘Eğer ifadesi alınacaksa İsveç’te yapılmalı ki başına bir şey gelmesin’ dedik. Ama şimdiye kadar tüm çabalar sonuçsuz kaldı ve bu ifade bahane edilerek dava sürüncemede bırakıldı. Şimdi de zaman aşımından üzeri kapatılıyor.”

Rahşan Anter Yorozlu, diğer tüm siyasi davalar gibi babasının davasından da bir karar çıkmayacağına inandıklarını söylemiş ve şöyle devam etmişti: 

“Hepimizin ortak çabası, asıl suçluların tutuklanıp yargılanması için. 90’ların aktörlerini yeniden sahnede görünce, adil bir yargılamanın olmayacağını da tahmin edebiliyoruz. Her şeye rağmen tüm çabamız, bu ülkede mahkemelerden adil bir karar çıktığını görmek”