Geceleri uyurken ağzımızdan nefes almak yüzümüzün şeklini değiştirebilir!

Bilim

İlkokul yıllarından beri ağızdan solumanın zararlı olduğu belirtilir. Fakat o dönemlerde olan çocuklar için bunun önemi çok ayrı seviyededir. Gelin, ağızdan solumanın uzun vadede sebep olacağı etkilere bakalım.

Webtekno’dan Emirhan Keleşoğlu’nun haberine göre; Vücudumuzun her bir sistemi diğerini destekler ve hepsi kendi görevini yerine getirerek en verimli hâlde yaşamımızı sürdürebilmemiz için gayret gösterir. Solunum sistemimiz ve dolaşım sistemimiz örnek olarak vücudun temizliğini sağlamak adına birbirine yardımcı olur. Diğer sistemlerin de kendi aralarında buna benzer bağlılıkları vardır.

Fakat bunların işlevselliğini etkileyecek etkenlerle karşılaşıldığında vücutta bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Bu etkenlere örnek olarak ağızdan solumayı göstereceğiz. Söz konusu durumda vücut, alışılmışın dışında bir işleyişle karşı karşıya kaldığından ona ayak uydurmak zorunda kalıyor ve bu yüzden sorunlar ortaya çıkıyor.

Yetişkin de olsanız küçük de olsanız ağızdan ve burundan solumanın arasındaki fark her zaman kritiktir. Başta “ne de olsa ikisi de aynı yere bağlanmıyor mu?” diye düşünebilirsiniz. Fakat burundan giren hava, ciğerlerinize ulaşmadan önce farklı aşamalardan geçer. 

Örneğin burnumuzun içindeki tüy benzeri yapılar bir filtre sistemi oluşturur ve bu sayede havada bulunan zararlı maddeler ciğerlerimize ulaşmaz. Bunun yanında havanın nemli kalması, çok sıcak ya da çok soğuk şekilde ciğerlerimize ulaşmaması da burnumuz sayesinde gerçekleşir.

Ağzımızdan soluduğumuzda ne değişiyor?

Az önce saydığımız artıları ağızdan soluduğumuzda elde edemiyoruz. Sonuçta ağzımızda bunu sağlayacak bir filtre sistemi bulunmuyor. Bunun yanında, hava olduğu gibi çekildiğinden kuru bir boğaz, bakterilerden arınmamış bir hava ve daha az oksijen kalıyor elimizde.

Nefes: Kayıp Bir Sanatın Yeni Bilimi kitabının yazarı James Nestor, burun yoluyla nefes alındığında ağza göre yüzde 20 daha fazla oksijen elde edildiğini belirtiyor. Bunun sebebi olarak burundan, yani az önce anlattığımız aşamalardan geçen havanın kana daha rahat karışmasını ve böylece dolaşım sisteminin rahat etmesini sağlamasını gösterebiliriz.

Ağızdan soluduğumuzda havayla birlikte gelen ve istenmeyen maddeler ise akciğerlere zorluk yaşatabiliyor. Bu şekilde nefes almaya alışanlar sorun yaşamadıklarını söyleyebilir fakat bu sorunların uzun vadede ortaya çıkacağını ve geri dönüşünün zahmeti olacağını belirtelim.

Uzun vadede ortaya çıkan bir başka sorun ise ‘yüzdeki değişimler’

Özellikle ebeveynlerin dikkatli olması gereken konulardan birine geldik. Çünkü yüz şeklinin değişimi konusu, çocuklarda daha kritik. Bu da yüzlerinin hâlâ gelişim aşamasında olmasından kaynaklanıyor.

Söz konusu yüzdeki değişimlerin başında çenenin zamanla daha düşük bir hâl alması geliyor. Bu da bir bakıma ağırlık yapmasına sebep oluyor ve zamanla duruşu etkiliyor. Başka bir açıklamaya göre ağızdan soluyan kişilerde dilin pozisyonu aşağılara kadar gidiyor. Normalde dinlenme sırasında bile üstte olan dil, bu kişilerde ağız zemininde yer alıyor.

Ağzın alt kısmına bu sebeple çok daha fazla yük biniyor ve üst dudak ile burun kullanılmadığı için bir nevi işlevsiz kalmaya başlıyorlar. Bunun sonucunda bazı yerler az bazı yerler çok çalıştığı için hem yüzde tutarsız bir gelişme oluyor ve bu yüzden normalden farklı bir görünüş ortaya çıkıyor, hem de dişlerin uzayış şekli bundan kötü şekilde etkileniyor.

Çocuklar daha gelişim döneminde oldukları için bunun etkileri onlarda daha rahat görülür. Fakat bu, yetişkinlerin rahat olması gerektiği anlamına gelmiyor. Zira belli başlı değişiklikler mutlaka ağızdan soluma yoluyla görülecektir. Uyku problemleri (uyku apnesi gibi) ve horlamaların başlaması bunlardan bazıları.

Başka ne gibi zararlar bulunuyor?

Kulak enfeksiyonları, diş çürümesi, kötü bir nefes, sinüzit ve üst hava yolu enfeksiyonları, karşılaşabileceğiniz sorunların birkaçı. Buna ek olarak günlük rutininizi etkileyecek şeyler de bulunuyor. Bunlara örnek olarak da bitkin hissetmeyi ve az önce söylediğimiz gibi sonradan başlayan horlamayı gösterebiliriz.

Eğer küçük yaşta bunun çaresine bakılmazsa geri dönüşü için farklı operasyonlar gerekebilir. Olayı ekstrem seviyelere de çıkarabiliriz. Zira ağızdan solumayı alışkanlık hâline getiren çocuklarda bu durum engellenmediğinde iş uzun yüz sendromuna kadar gidebiliyor. Bu da günlük aktivitelerde ekstradan zorluk yaşanacağı anlamına geliyor.