Nedir hâlimiz, gördü Vâlimiz

Dünya

Mete Şapkalı – Bugün dünyanın geri kalanı için küçük ama güzel İzmir için büyük bir adım atıldı. İzmir Vâlisi Süleyman Elban, yurttaşların yıllar süren mağduriyetini dikkate alarak, kentte trafiğin saatlerce durmasına neden olan spor organizasyonlarına artık izin verilmeyeceğini duyurdu. Vâli Bey yeni atağında İzmirlilerde oluşan kuşku, yerini gerçek bir coşkuya bıraktı.

“Bu ne abartılı bir söylem” diyen birkaç çatlak sesi duyar gibiyim. Onların hüznünü anlayabiliyorum. Benim de hayatımda, taşıt yolundan koşturmak dışında bir faaliyet olmasa belki ben de bu karara üzülürdüm. Belediyeler, ben başka yerde koşabilecekken karayollarında koşabileyim diye etkinlik düzenlesin, kamunun parası bunca yoksulluk varken benim tuhaf zevklerim için saçılsın isterdim. Lâkin hamd ediyorum ki, kendinden başka insanların özgürlüklerini de gözeten bir kişilik yapısına sâhibim.

Şimdi de “Ama bizim özgürlüğümüz kısıtlanmış olmuyor mu?” diyen birkaç hınzır sesi duyar gibiyim. Onların niyetini anlayabiliyorum. Şehrin her tarafında başta yeşil alanlar olmak üzere koşacak bir sürü yer varken, illâ araç geçen yerden koşmaya bağımlı olsam, belki ben de bu marjinal fikrimi savunmak adına böyle bir çıkış yapardım. Lâkin gurur duyuyorum ki, nerede spor yapıp nerede trafik akması gerektiğini kavrayacak bir şuura sâhibim.

“İyi de bunlar kaç senedir yapılıyor. Hem başka yerlerde de var.” diyen birkaç geçersiz argüman üretme tutkunu aklıevveli işitir gibiyim. Onların öfkesini anlıyorum. Binlerce yıllık saçma sapan gelenekleri bile savunacak kadar gözü dönmüş bir muhafazakâr olsam, belki ben de bu tezi sağlıklı bulabilirdim. Lâkin mutluyum ki, milyonlarca insanın rahatsız olduğu uygulamaların, sırf senelerdir var diye yâhut elâlem de yapıyor diye sürdürülmesi gerektiğini düşünmeyecek kadar sâlim bir akla sâhibim.

Sayın Vâli,

Açıklamanızdaki “Kırsalda tanıtılacak çok güzel yerlerimiz var. Eğer bu tür organizasyonlar kırsalda yapılacaksa, bunu kabul edebiliriz. Şehirde trafiği kilitlemenin anlamı yok.” kısmı son derece değerli. İlk kez okuyup “İşte tam bir devlet aklı” diyenleri duyar gibiyim. Ben de tıpkı onlar gibi sevinçliyim.

Nihâyet bundan böyle İzmir’in tanıtımdan mahrum kalmış yerleri koşularımız ile tanıtılabilecek. Herkesin bildiği Saat Kulesi’nin önünden geçerek turizme katkı sağladığımız sanrısına kapılmaktan uzaklaşacağız. “Yine mi aynı 300 kişi toplanıp bir yerden bir yere koşacak diye mağdur olacağız?” diye korkarak sokağa çıkmak zorunda kalmayacağız. İşimize, hastaneye, havalimanına, otogara, sevdiklerimizle vuslata koşar adım ama koşmadan, taşıt yolundan ve taşıtla ulaşacağız.

Sayın Vali,

Elbette siz çok daha iyi bilirsiniz. Ancak sizi bu İzmir halkının en az yüzde 95’inin kalbine bahar getiren kararınızdan vazgeçirmeye çalışacak dâhilî ve hârici kısraklar olacaktır. Lûtfen geri adım atmayın. 101 yıllık Türkiye Cumhuriyeti gibi, darbelere geçit vermeyen aziz Türk Milleti gibi, elif harfi gibi dimdik durun. İmzanıza taş değmesin.

Muhtaç olduğunuz kudret, arkanızdaki milyonlarca İzmirlinin mânevî desteğinde mevcuttur.

Aşk olsun size.

Sağ olun. Vâr olun.